"HERKES İÇİN HUKUK VE ADALET"
1-Hukuka aykırılık kimden, nasıl ve ne şekilde gelirse gelsin, hukuksuzluğa kim muhatap olursa olsun hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak görevimiz kapsamında yaşanan hukuka aykırılıkları Eskişehir Barosu olarak bugüne kadar kamuoyu ile paylaşmaya çalıştık.
2-Bu kapsamda 22 Temmuz 2014 tarihinden beri İstanbul'da devam eden ve kamuoyunca "Emniyette Operasyon" olarak bilinen soruşturmadaki hukuka aykırılıkları da dile getirmek ve kamuoyunu bilgilendirmek istiyoruz.
3-Elbette dosya içeriği ve esasla ilgili açıklama yapma durumumuz yoktur. Açıklamalarımız Anayasa, kişi hak ve özgürlüğü, masumiyet karinesinin ihlal edilmemesi ile insan hakları bağlamında olabilir. Bu açıdan bakıldığında kısa bir süre önce kurulan Sulh Ceza Yargıçlığının amacı belli olmuştur. Kişi hak ve özgürlükleri, kişi güvenliği ile ilgili çok kritik kararlar verecek olan bu Yargıçların kararına karşı etkin bir başvuru yolu yoktur. Tutuklamalara itirazı yine bir başka Sulh Ceza Yargıcı inceleyecektir. Yani kapalı devre sistemi.
4-Özel Görevli / Yetkili Mahkemelerin yarattığı hukuk tahribatı çok uzun yıllar silinmeyecektir. Bu Mahkemeleri ağır sakıncaları nedeniyle kaldırıyoruz, ama sanki hiç ders almamış gibi bu sefer Özel Yetkili Yargıçlar yaratıyoruz. Aslında Özel Seçilmiş / Yetkilendirilmiş Yargıçlar demek gerekir.
5-Bu yargıçların bazılarının Başbakan'a hayranlığını sosyal medyaya yansıttığı iddia edilmektedir. Bu yargıcın da tutuklamalara karar verdiği bilinmekte olup kamuoyundaki algı "... Başbakanın bu soruşturma ile ilgili görsel ve yazılı basına yansıyan açıklamaları karşısında Başbakan'a hayranlığını gizlemeyen bir yargıcın vereceği kararın tarafsız alamayacağı, zaten bu yargıçların da daha önce verdikleri bazı kararlar nedeniyle özel olarak seçildiği, yine bu soruşturmaların 17 ve 25 Aralık soruşturmalarının sonuçlarını etkisiz kalmak ve bir anlamda da bundan rövanş almak için yapıldığı..". şeklindedir. Hep söylüyoruz yargı bağımsız olmalı, yetmez, bağımsız da görünmelidir.
6-Bu yargıcın sorgu esnasında bazı kişilerle görüştüğü iddiaları da tarafsızlığın yitirildiğinin bir başka delilidir. Böyle bir yargıcın bağımsız ve tarafsız olarak karar verdiğine ve kararının da adil olacağına artık kamuoyunun inanması mümkün değildir.
7-Anayasa'sasında Kuvvetler Ayrılığı, Hukuk Devleti ve Yargı Bağımsızlığı yazan bir Ülkenin yargıcı Başbakan'a hayranlığını doğrudan ya da dolaylı olarak dile getiremez, getirmişse de artık belirttiğimiz dosyanın sorgusundan çekilmesi gerekirdi. CMK'da yargıcın tarafsızlığını yitirdiğine dair kuvvetli deliller varsa çekilmesi gerektiği düzenlenmiştir. HSYK'nın yaşananlardan sonra bu yargıcı derhal görevden alması gerekir.
8-Soruşturmada gözaltı sürelerine uyulmaması, süre bittikten sonra yargıcın karşısına çıkılması ve buna rağmen tutuklama kararı verilmesi, gözaltı işlemi boyunca şüphelilere kelepçe takılması başta Anayasanın 19.maddesine ve CMK'nın ilgili hükümlerine aykırı olup, tutuklama kararlarının varlığını ve geçerliliğini de tartışmaya açmaktadır.
9-Soruşturmada şüphelilerin savunmalarını üstlenen meslektaşlarımızın görevlerini yapmalarının engellendiği kamuoyuna yansımıştır. Her zaman dediğimiz gibi avukat yoksa adalet olamaz. Avukatların savunma görevi kapsamandaki taleplerini yerine getirmeyerek adeta savunmayı yok sayarak verilen kararlarının adil olamayacağı çok açıktır.
Kamuoyuna saygılarımızla. 01.08.2014
Av. Rıza ÖZTEKİN
ESKİŞEHİR BAROSU BAŞKANI