10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü kapsamında basın açıklamamızı gerçekleştirdik.
Basın açıklamasına İnsan Hakları Komisyon Başkanı Av. Burcu Öztürk, Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. İrem Çeviker Maraşlı, Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu Başkanı Av. Hüseyin Akçar ve komisyonlara kayıtlı olan meslektaşlarımız katıldı.
Basın açıklaması İnsan Hakları Komisyon Başkanı Av. Burcu Öztürk tarafından gerçekleştirildi. İnsan Haklarının önemine ve pandemi şartlarında hakların ne denli kısıtlandığına dikkat çeken Öztürk, insan hakkının temel bir hak olduğunu vurguladı.
- BASIN AÇIKLAMASI-
Bugün, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Birleşmiş
Milletler tarafından kabul edilişinin 72. Yıldönümü. O günkü konjektürte, İkinci
Dünya Savaş’ından çıkan ülkelere,kendilerine zorluklar arasından; özgürlük, adalet,
demokrasiye olan inançları ile yeni bir yaşam iklimi inşaa etmenin mümkün ve
gerekli olduğunu düşünenlere, Evrensel Beyanname büyük bir umut olmuş ve bu güne değin tüm insanlığa güç
vermiştir.İnsan hakları,onurlu yaşamak için gereklidir!Ama ne yazık ki ,içinde
bulunduğumuz tarih itibari ile evrensel hukuk anlamında,insan haklarının tam
manasıyla korunduğu bir dünya ya da Türkiye’den söz etmemiz mümkün değildir.Bu gün, hem dünyada hem ülkemizde her geçen gün artan
insan hakları ihlallerini anlatmak yerine, insanlığın, insan olma onurunu
kutlamak isterdik!
İnsan haklarının en temeli olan ve Beyannamede
de yerini bulan yaşam hakkı,her insan için sağlanması,korunması gereken hakların başında gelmektedir.2020 yılı Mart
ayından beri yaşadığımız pandemi süreci,
gerek dünya gerekse ülkemiz açısından büyük zorluklar getirmiştir.Bu kadar
geniş bir alana nüfuz eden covid 19 –pandemisi,insanlığın yaşam hakkını elinden
almaktadır.Bu noktada, ülkemizde yaşanan olumsuzluklar ve sağlık alanındaki eksikliklere rağmen, canla başla –gece gündüz
demeden çalışarak, insanların yaşam hakkını koruyan sağlık çalışanlarımıza, tıp camiasının her bir
emekçisine ayrı ayrı şükranlarımızı
sunuyoruz…
Diğer
yandan ,yine yaşam hakkımızın ne kadar değerli olduğunun bilinci ile, insanlığı,
özelikle yavrularımızı pençesine alan SMA hastalığı ile ilgili,Devlet
yetkililerinden,bu hastalığın ülkemizde tedavisinin gerçekleştirilmesinin, tedavisi
için gereken ilaç bedellerinin SGK tarafından karşılanmasının ivedilikle
sağlanmasını talep ediyoruz,bu hususun takipçisi olacağımızı da belirtmek
istiyoruz. SMA hastalığı başta olmak üzere, aciliyet kesbeden, özellikle
ilaçları ve tedavisi büyük bedeller gerektiren hastalıklar için, Devletin öncelikli
yasal düzenlemeler yapması gerekmektedir. Biliyoruz ki,sağlık olmadan hiçbir
şey olmaz.Her can,her nefes çok kıymetlidir.
Ülkemizde cezaevlerindeki
tutuklu ve hükümlülerin günümüz itibari ile içinde bulundukları olumsuz koşullarla ilgili,İnsan Hakları Komisyonumuza
bir çok şikayet iletilmektedir. Cezaevi, kişiye, bağımsız mahkemeler tarafından
verilen cezadan ayrı bir cezanın var olduğu bir yer olmamalıdır. Ülkemizde
birçok sivil toplum kuruluşu tarafından yapılan güncel araştırma ve hazırlanan
raporlara göre; cezaevleri,kapasitelerinin üzerinde insan barındırmaktadır. Temizlik
ve yaşam standartları konusunda, özellikle pandemi döneminde, öncesinde var
olan sorunlar giderek artmakta, sosyal mesafe ortadan kalkmış bulunmaktadır. Hijyen,yemek,yatak
ve su sorunu en belirgin sorunlardır. Bu konuda, yetkililerin, cezaevleri ile
ilgili özellikle pandeminin getirdiği
olumsuzlukları da değerlendirerek, kişilerin yaşam hakkı kapsamında,ivedilikle
çözüm üretmesi gerekmektedir.
Ayrımcılık
üzerine bir çok çalışma yapılmasına rağmen,bu sorun her alanda karşımıza
olumsuz olarak çıkmaktadır,Özellikle kadına yönelik ayrımcılık,kadın ve çocuklara
yönelik fiziki,psikolojik ,ekonomik şiddet ve tacizler artarak devam etmekte ve
ÖLÜMLE SONUÇLANMAKTADIR.Bu hususun çözülememesi bir insanlık
ayıbıdır.Çocuklar,mülteciler,engelliler,LGBTİ bireyler temel hak ve
özgürlüklerinin korunamadığı bir dünyada yaşamaya, mücadele etmeye
çalışmaktadır.Yine ,maden işçilerimiz ve tüm emekçilerimizin sağlıklı şartlarda
çalışma hakları Beyanname ile korunan haklardandır
,tüm emekçilerin haklarının yasal olarak teslim edilmesini ve yaşanan üzücü
olayların unutulmamasını temenni ediyoruz. Eskişehir Barosu olarak, hak
mücadelesi veren her vatandaşımızın yanında olduğumuzu bir kez daha yinelemek
istiyoruz.
Yine, gerek
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gerekse Anayasamızın 56.maddesine göre;yeşil,dengeli
ve sağlıklı bir çevrede yaşamak,tüm insanlığın en önemli haklarından biridir.Fakat,
zaman zaman, özellikle maden arama, hes ve termik santral çalışmaları
yapılacağı ileri sürülerek,ALPU OVASI,KAZDAĞLARI, ÇATACIK, MURAT
DAĞI,NURHAK,CERATTEPE gibi doğa güzelliklerinin ve verimli tarım arazilerinin ihalelere ve birçok davaya konu edildiğine
üzülerek şahit oluyoruz. Nefes almak için ihtiyacımız olan doğa hepimizin,tüm
insanlığın!Ona sahip çıkmak ve varlığını
korumasını sağlamak,gelecek nesillere borcumuzdur.Çünkü,yeryüzünde değeri
ölçülemeyen tek şey insan ve doğa sağlığıdır.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine göre en temel
haklarımızdan olan sosyal,kültürel,ekonomik haklar da,dünya üzerinde gereken
korumayı elde edememiş,uygulama da hep ihmal edilmiştir. Özellikle pandemi
sürecinde, sanatçılarımız, gazetecilerimiz, basın yayın camiası zor şartlarda
var olma savaşı vermektedir. Sanatçılarımız ve insanların haber alma özgürlüğüne hizmet eden basın
emekçileri, her dönem insanlığa can veren ve toplumları ayakta tutan,bilgilendiren,
toplumun en önemli mihenk taşlarındandır. Bu kapsamda, özellikle pandemi ile daha
çok sıkıntı yaşanan bu alanlarda, ivedilikle harekete geçilmesi, destekleyici
düzenlemeler yapılması büyük önem taşımaktadır. Öte yandan,düşünce ve ifade
özgürlüğü başta olmak üzere,birçok hak yaygın şekilde ihlal edilmektedir.Basın
özgürlüğü konusuna 72 yıldır çözüm getirilemediğini hep birlikte görüyoruz.Adalete
erişim ve adil yargılanma ise hep büyük bir sorun olarak gözümüzün önündedir.
Eskişehir Barosu avukatları ve İnsan
Hakları Komisyonu olarak bizler; beyanname ile uluslararası koruma altına
alınan hakların tümünün savunucusu ve takipçisiyiz. Bu hakların kullanılması, korunması
noktasında,Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk
devleti olması sebebi ile hukukun üstünlüğü bizlerin ışığıdır. İnsan hakları,
hem kişiler hem de dünya ülkeleri tarafından korunmalıdır.Her türlü olumsuzluğa
rağmen, İnsan hakkı ihlallerinin yaşanmadığı, yaşam hakkı başta olmak üzere her
hakkın saygı gördüğü ve hukuki anlamda korunduğu, insan haklarının tam
manasıyla uygulandığı bir barış coğrafyasında ve ayrımcılığın ortadan kalktığı
bir dünyada yaşamak temennisi ile tüm insanların, insan hakları
savunucularının, buradaki herkesin günü kutlu olsun!Saygılarımızla.10/12/2020
- ESKİŞEHİR BAROSU İNSAN HAKLARI
KOMİSYONU-