Basına ve Kamuoyuna,
14 Ocak 2016’da kurulan ve kamuoyunda “Boşanma Komisyonu” olarak bilinen TBBM araştırma komisyonunun hazırlamış olduğu rapor 16 Mayıs 2016’da yapılan törenle Meclis Başkanlığına sunuldu.
Meclis Boşanma Komisyonunun 479 sayfalık raporu, Türk Ceza Kanunu, Medeni Kanun ve Ailenin Korunmasına Dair Kanun gibi kadınların ve çocukların haklarını koruyan az sayıdaki kanunu kadınların ve çocukların aleyhine değiştirmeyi önermektedir.
İstanbul Sözleşmesi'nin ilk imzacısı olmakla övünen Türkiye, kadın ve çocuk hakları konusunda ileri adımlar atmak yerine, Meclis Boşanma Komisyonu raporu marifetiyle kazanılmış hakları yok etmek için harekete geçmiştir. Ulusal ve uluslararası sözleşmelerin şiddete uğrayan kesimleri koruyan evrensel içeriğinin ve kadın örgütlerinin haklı taleplerinin neredeyse tasfiye edilmesi için üstün çaba gösteren bu komisyon, şiddete uğrayan kadınların ve çocukların kazanılmış haklarını yok saymak için meclis mesaisi yürütmektedir.
Çocukların tecavüzcüleriyle evlendirilmesinin önünü açan ve uzun vadede çocuk istismarının suç olmaktan çıkarılmasını amaçlayan bu komisyonun zihniyeti yasalaşırsa, kadınlar ve çocuklar saldırgan erkeklerin eğlence ve şiddet metasına dönüşecektir. Yine hakkında koruma kararı verilen kadınların erkekler tarafından öldürülmesi önlenemeyecek, şiddet gösterisini pervasızlıkla sürdüren erkekler yeni bir koruma zırhına sahip olacaklardır.
Kadınlar için hayati önem taşıyan koruma kararlarını ‘mesai saati’ ve ‘delil’ şartlarıyla sınırlandıran, kadınlara verilen nafakaları süreye bağlayan, şiddete uğradığı için boşanmak isteyen kadınları ‘zorunlu uzlaştırma’yamahkum bırakan bu komisyon raporu erkekleri yücelten ve kadınları aşağılayan bir zihniyetin ürünüdür.
‘Aile mahremiyetinin korunması” gerekçesiyle ‘boşanma ve şiddet olayları’ başta olmak üzere aile hukukunu ilgilendiren bütün davalarda ‘gizli duruşma’ yapılmasının komisyon raporunda tavsiye edilmesi kadınları yalnızlaştırmayı ve güçsüzleştirmeyi hedeflemektedir. Komisyonun ideolojisi, ailenin bütünlüğü açısından verilecek danışmanlık hizmetlerini dahi dinsel bir alana ve ‘erkek din adamlarının fetvalarına’ bağlayacak bir toplumsal gericiliği resmetmektedir.
Kadınları değil erkeği koruyan, aileyi erkek lehine güçlendirip kadını sosyal çevresi ile dayanışma içinde olmaktan kopartan, kalıcı değil geçici çözümler öneren ve yeni kadın cinayetlerinin sırtını sıvazlayacak bu komisyon raporunu tanımıyoruz.
Hayatlarına sahip çıkan kadınların, boşanma hakkını çeşitli girişimlerle elinden almayı hedefleyen bu rapor, günde 5 kadının öldürüldüğü, yüzlerce kadın ve çocuğun tecavüze uğradığı ülkemizde kadınların ve çocukların yararına olmayacaktır.
‘Ailenin korunması’ adı altında yapılan bu yasal değişiklik hamlesinin neyi ve kimi koruduğu ve hangi zihniyetin bir sonucu olduğu açıktır. Bizler tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler ışığında kadınları emeklerine, bedenlerine, kimliklerine yapılan her türlü saldırıya karşı koruyan ve şiddete, tecavüze ve kadın cinayetlerine karşı kalıcı çözümler getiren düzenlemelerin gecikmeksizin yasalaşmasını talep ediyoruz.
Eskişehir Barosu Kadın Hukuku Komisyonu olarak ülkemizde yaşanan kadın hakları ihlallerine karşı, kız kardeşlerimizle birlik ve dayanışma içinde olmayı sürdüreceğiz. Kadınların ve çocukların uğradığı şiddeti ve onlara sunulan geleceği bir kader olarak görmüyoruz. Evde, sokakta ve işyerinde kadınlara yaşatılan şiddetin yasalaşmasını ve hukuki bir değer kazanmasını engellemek için her düzeyde itirazımızı yükselteceğiz. Komisyon raporuna tepkimizi göstermek için tüm komisyon üyelerine Kınama Kartları gönderiyoruz.
Raporun yasalaşmaması için mücadelemize devam edeceğimizi basına ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Eskişehir Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Adına
Av.Pınar ÇELİK ARPACI