23.12.2019 BASINA VE KAMUOYUNA

BASINA VE KAMUOYUNA
 
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (Kurum)’nun 12.12.2019 tarihinde aldığı karar kapsamında Kurum tarafından hazırlanan Faizsiz Finans Kuruluşlarının Bağımsız Denetimini Yürüten Denetçiler İçin Etik Kurallar (Etik Kurallar), 14.12.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Söz konusu Etik Kurallar’ın Anayasa’nın değiştirilemez – değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinden olan laiklik ilkesini içeren 2. maddesiyle yine laiklik ilkesini ayrıntılı bir şekilde açıklayan 24. maddesini ihlal ettiği anlaşılmaktadır. Hatta bu ihlalin boyutunun daha önce olmadığı kadar güçlü olduğu, düzenlemenin neredeyse tamamının İslam Hukuku (fıkıh) kurallarını içerdiği görülmektedir.
 
Anayasa’nın 24. maddesinin V. fıkrasındaki “Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.” düzenlemesi, kimsenin hukuki temel düzeni kısmen de olsa din kurallarına dayandırmasını yasaklamıştır. Bu düzenlemedeki “Kimse” ifadesinin Kurum’u da bağladığı tartışmasızdır. Kaldı ki Kurum, aldığı bu kararla kuralları kısmen değil, tamamen dini kurallara dayandırmıştır. Bu düzenlemenin Anayasa’ya, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş değerlerine, yürürlükte üst norm olarak düzenlenen tüm kanunlara, yönetmeliklere, tebliğlere aykırı olduğu tartışmasızdır.

Bu düzenlemedeki amacın, toplumu bazı düzenlemelere hazırlamak olduğu, bu şekilde laiklik ilkesinin tamamen rafa kaldırılarak dini bir anlayışın topluma dayatılmaya çalışıldığı tespit edilmelidir. Son dönemde hukuk fakültesi mezunu olmayan, hukuk alanında doktora yapmamış kişilerin hukuk doçenti olmalarının önünün açılması, hukuk fakültelerinde konuyla ilgili hiçbir uzmanlığı bulunmayan ilahiyat fakültesi öğretim üyelerinin derslere girmesi, bazı hukuk fakültelerine ilahiyatçıların dekan olarak atanması Türk hukukunda uygulama yeri bulunmayan bazı hukuk dallarına ilişkin yoğun bir şekilde akademisyen alınması, hazırlığın hızlanarak devam ettiğini göstermesi açısından dikkat çekicidir.

Gelinen bu aşamada yapılmak istenen düzenlemelere karşı hukuk çerçevesinde harekete geçilmesi, buna gerekli tepkinin gösterilmesi gerekmektedir. Anayasa’nın ve cumhuriyetin kurucu değerlerine sonuna kadar bağlı olan Eskişehir Barosunun, daha önce olduğu gibi bundan sonra da hukuka aykırılıklara karşı, mevzuatın kendisine verdiği yetki çerçevesinde mücadele edeceğini ve bununla ilgili sürecin takipçisi olacağını kamuoyuna saygılarımızla bildiririz.

ESKİŞEHİR BARO BAŞKANLIĞI 


Web Tasarım | Eskişehir Web Tasarım