İstanbul’un Küçükçekmece İlçesi, Kanarya
mahallesinde meydana gelen çocuk istismarının kamuoyuna yansıması
ertesinde yaşanan tartışmalar, bu alanda ortak bir politika koyma zorunluluğunu
bir kez daha gündeme getirmiştir. Siyasi görüş, dini inanç ve düşünce ayrımı
yapmaksızın, sorumluluğu olan tüm kişi ve kurumlar soruşturulmalı ve
cezalandırılmalıdır.
Birleşmiş
Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocukların istismardan korunmasında
öncelikli görevi devletlere vermiştir. 1990 yılından beri iç hukuk kuralı
haline gelen BMÇHS’nin 19. maddesindeki “Bu Sözleşmeye Taraf Devletler,
çocuğun ana-babasının ya da onlardan yalnızca birinin, yasal vasi veya
vasilerinin ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken bedensel
veya zihinsel saldırı, şiddet veya suistimale, ihmal ya da ihmalkâr muameleye,
ırza geçme dahil her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için;
yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alırlar.” düzenlemesi
çocuk istismarı, şiddet ve ihmal vakalarında sorumluluğunun birinci derecede
devlette olduğunu göstermektedir. Yine
Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve istismara Karşı korunması
Sözleşmesi, taraf devletlere koruyucu tedbirler konusunda kamuoyuna
bilinçlendirme çalışmaları yapılmasını zorunlu kılmıştır.
Yaşanan
vahim olay, bir kez daha göstermiştir ki; suçun asli failine karşı yapılacak
hukuksal girişimlerin yanı sıra, çocuk istismarına karşı çıkışın bir toplumsal
politika olarak benimsenmesi ve meclis çatısı altından başlayarak devletin tüm
kurumlarının, kişi ve kurum ayrımı yapmaksızın toplum vicdanının kanayan
yarasına karşı duruş sergilemesi gerekmektedir.
Biz
Avukatlar, toplumsal bir soruna dönüşmüş bu suçların yalnızca kriminal
tedbirler ve çağdışı öneriler ile ortadan kaldırılamayacağını biliyoruz.Bu
sebeple,
çocuk sağlığı ve güvenliği için,
çocukların üstün yararı ilkesini Sağlık, Aile ve Sosyal Politikalar ve Adalet
Bakanlıklarından başlayarak devlet politikası üreten ve yürüten tüm yetkililere
hatırlatıyor; ilgili tüm çevreleri yasalarda açıkça dile getirilen
yükümlülüklerini acilen yerine getirmeye davet ediyoruz. Yine, çocuk
istismarında sorumluluğu olup denetim görevini yerine getirmeyen, gereken özen
ve yükümlülüklere aykırı davranan,
düşünce ve inançlara göre ayrımcılık yapan her türlü düşüncenin, uygulamanın,
kararın karşısında olacağımızı
belirtiyor ve bir kez bile olsa
çocuk istismarının cezasız kalmaması için tüm gücümüzle karşı duracağımızı ilan
ediyoruz.
Eskişehir Barosu
Çocuk
Hakları İzleme - Kadın Hukuku ve İnsan Hakları Komisyonları