ESKİŞEHİR BARO BAŞKANI AV.RIZA ÖZTEKİN’İN 5 NİSAN 2013 TARİHİNDE AVUKATLAR GÜNÜ NEDENİYLE YAPTIĞI KONUŞMA METNİ
Değerli Meslektaşlarım ,
Ülke olarak olağanüstü günler yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti maalesef bölünmenin, parçalanmanın ve yıkılmanın eşiğindedir. Baroların ve avukatların varlığı tam bağımsız ,demokratik ,laik ve sosyal bir hukuk devleti ile mümkündür. Bağımsızlığını yitiren, bölünmüş , laik ve demokratik olmayan bir ülkede Baroların ve avukatların da işlevinin olmayacağının bilincindeyiz.
Fiilen teokratik faşizmi yaşıyoruz,
Elbette saymakla bitiremeyeceğiz sorunlarımız var. Ama sanki sorunlarımız ülkemizin içinde bulunduğu sorunlarla paralel, ileri faşizmin ,hatta teokratik faşizmin fiilen yaşandığı ülkemizde en ağır darbe Barolar ve avukatlara indirilmektedir. Faşizm bağımsız bir yargı istemez. Yargıç ve savcılar bu sistemde iktidarın birer memuru ,yani ajanıdır. Avukatların da böyle olması istenir. Mesleğimiz günden güne yok ediliyorsa sebebi budur,tam bir teslimiyet istenmektedir, bizim mesleğimiz savunmanın yanında aynı zamanda hak arama mesleğidir. Hergün hak aramamızın önüne engeller konulmaktadır, avukatlar savunma görevini yaptığı sırda baskı ve şiddet görmektedir, avukatların,mesleğimizin ekonomik yönden yok olması için ne gerekiyorsa yapılmaktadır. İstenen ve beklenen , avukatların olmaması, olsa da şekli unsur niteliğinde iktidarın bir memuru gibi olmaları, biat etmeleri, teslim olmalarıdır.
Biat ettiremeyeceksiniz,
Sözümüz şudur. Daha çok beklersiniz. Biat etmedik , etmeyeceğiz, güce,iktidara boyun eğmedik, eğmeyeceğiz, zulme karşı adaleti gerçekleştirmekten ve talep etmekten asla geri adım atmayacağız, neyinize güveniyorsunuz diye sorabilirsiniz, evet, sizin yabancı olduğunuz kavramlara, hakka,hukuka,hukukun üstünlüğüne, adalete güveniyoruz. Atatürk'ün dediği gibi "... herhalde alemde bir hak vardır ve hak, kuvvetten üstündür.."
Bir meslek örgütü olarak sorunlarımızı çözmek için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağız, ama sorunlarımızı tespit edip çözerken bölücülere, cumhuriyet yıkıcılarına emperyalistlere , okyanus ötesi zihniyete, padişah artıklarına , Anayasa'dan Türk ve Türk Milleti kavramını çıkartamaya çalışanlara, bu kavramları ağzına alamayanlara, işbirlikçilere ,hukuk cinayetleri işleyenlere , işletenlere, mesleğimizi yani savunmayı yok etmeye çalışanlara, bir de hangi aklı temsil ettiklerini gayet iyi bildiğimiz "akil adamlara" söyleyecek bir kaç sözümüz var.
Eskişehir Barosu olarak tarih önünde sorumlu olduğumuzun bilincindeyiz ve gerekeni yapacağız.
ÜLKEMİZ PARÇALANIYOR, CUMHURİYETİMİZ YIKILIYOR
** Temsil ettikleri aklın Cumhuriyet yıkıcılığı ve karşıtlığı olduğu kamuouyunca bilinen pek çok ismi bünyesinde bulunduran akil adamları tanımıyor ve asla kabul etmiyoruz. 1919 yılında Mondros mütarekesi sonrası Damat Ferit , İngiliz Muhipler Cemiyeti , Sait Molla ve emperyalistler ve diğer işbirlikçilerince oluşturulan Heyet-i Nasiha da halka " İngiliz ve Yunan Orduları Halife'nin ordusudur.." fetvası ile Türk Milletini kandırmaya çalışmıştı. Büyük benzerlikler vardır. Akil adamlar ile bu oluşumu yaratanların sonunun da aynı olacağını tahmin ediyoruz. Burada Atatürk'ün tarihe not edilen çok önemli bir sözünü hatırlıyoruz. Atatürk Türk Milletine seslenerek "...bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağın adamların kanındaki ,vicdanındaki asli cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an bile feragat etmeyeceğiz...". Ne kadar haklı olduğu anlaşılıyor.Ama Türk Milleti bu sözü somutlaştırıp gereğini yapacaktır.Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
**Anayasa'dan Türk ve Türk Milleti kelimesinin çıkartılmasına , değişmez maddelere ve bağlantılı olan diğer maddelere dokunulmasına, başkanlık sistemine, kuvvetler birliğine ,federalizme, özerkliğe karşıyız.
** Silivri Yargılamaları eşi benzeri görülmeyen hukuk cinayetleri ile anılacaktır. Hukuk burada adaletin değil zulmün aracı olmuştur. Türk Silahlı kuvvetleri büyük oranda bu davalar ile çökertilmiş, yurtsever aydın, yazar, bilim adamı ve gazeteciler tasfiye edilmiştir.
MESLEĞİMİZ , SAVUNMA YOK EDİYOR
**Avukatlar mesleğini icra ederken saldırılara maruz kalmaktadır. 16 Mart 2013 tarihinde Erhan AKSOY adlı stajyerimiz Bursa'da haciz mahallinde ağır bir saldırıya uğramış olup bu olaydan hemen sonra da belirttiğimiz gibi saldırıyı tüm avukatlara yapılmış olarak addediyor ve kınıyoruz.Eskişehir Barosu olarak süreci sonu sonuna kadar takip edeceğiz ve stajyerimizin hukuki yardımını üstleneceğimizi tekrar bildiriyoruz. Bu konuda Bursa Barosunun başta Sayın Başkanı olmak üzere Yönetim Kurulu olarak verdiği desteğe ve meslektaş dayanışmasına da teşekkür ediyoruz.
**Avukatlar duruşma salonlarında savunma yaparken duruşma salonlarından dışarı çıkartılmakta, baskı ve şiddet görmekte,darp edilmektedir. Silivri yargılamaları buna somut örnektir. Mahkeme başkanının talimatı ile avukatların dışarı çıkartılması talimatı verilmiş ve avukatlar robokoplar tarafından dışarı çıkartılırken darp edilmiş, baskı ve şiddete maruz kalmıştır. Duruşma salonları artık vuruşma salonu olmuş robokoplu yargılama devri başlamıştır.
**Avukatlık Kanununun verdiği yetki ve sorumluluğun gereğini yapan İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında açılan dava hukuk dışıdır. İstanbul Barosu Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin görevi de düşmemiştir. İstanbul Barosunu , Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerini daha önce de olduğu gibi desteklemeye devam edeceğiz.
**UYAP Portalının avukatlara ücretsiz oluşu yasal hale getirilmelidir.UYAP'ı paralı hale getiren Adalet Bakanlığı ve TBB arasındaki protokoldür. Baroların çok yoğun mücadeleleri sonucu kısa bir süre önce bazı sorgulamalar ücretsiz hale getirildi. Ama bu konu Adalet Bakanlığının insiyatifine bırakılmamalı mutlaka Avukatlık Kanununda ya da gereken diğer yasalarda yapılacak değişikliklerle konu yasal çerçeveye ve güvenceye kavuşturulmalıdır.
**Kamu Kurumlarında istihdam edilecek avukatların KPSS ile alınmasını öngören düzenlemede değişiklik yapılarak mülakatın da eklenmesi ile İthal avukat olarak adlandırdığımız düzenlemeye karşı Eskişehir Barosu olarak Başbakanlık aleyhine Danıştay'a açtığımız davaların sonucunu bekliyoruz.
**Avukatlık Kanunu , Yargılama Yasalarımız ve bir çok yasal düzenlemeye rağmen yönetmelik ve genelgelerle, yaratılan fiili durumlarla hak aramamızın önüne sürekli engeller konulmaktadır. Avukatlara duruşma zaptı verilmemesi, vekalet olmadan soruşturma aşamasında dosya incelettirilmemesi , vekaletimiz olsa da dosyalardan aldığımız her fotokopi için dilekçe istenmesi gibi daha pek çok olumsuz uygulama sayılabilir.
**Avukatlık Kanunu 2/3. maddesindeki delil toplama yetkimiz yani hak aramamız fiilen uygulanmamaktadır. Çeşitli bahanelerle vekaletnamede özel yetki istenmekte, belge örneği istediğimizde karşımıza çok yüklü harç bedelleri çıkarılmaktadır. Oysa biz vatandaşların haklarını arar,tesbit eder,ettirir ve hakkın fiilen somutlaşmasını sağlar ,son tahlilde hakkın teslimi için uğraşırız. Bu olumsuz uygulama aslında vatandaşın savunma hakkına , hak arama özgürlüğüne konulan engellemelerdir.
**HMK. ve bu kapsamda çıkan tarifelerle , hak arama pahalı hale gelmiş ; İİK. da yıllara sirayet eden değişiklikler ve Çek Yasasındaki değişiklikle , alacakların tahsilini sağlayan araçlar neredeyse bitirildiğinden avukatlar müvekkillerinin haklarını arayamaz olmuş ve denge alacaklı aleyhine değişmiştir. Dava ve icra dosya sayısı hızla azalmaktadır. Bu ilk bakışta olumludur. Ama sebebi ihtilafların haricen çözülmesi değildir. İnsanlar pahalı yargıya gitmemekte, sonuç alamadığını bildiği için icra takibi açmamaktadır.Bu da hak kaybına yol açmaktadır.Anayasa 36. madde açıkça ihlal edilmektedir.
**Anayasa Mahkemesinin Avukatlık Kanununda sınavın yapılmamasına dair hükümleri iptaline rağmen halen yasama organı gereğini yapmamıştır. Avukatlık sınavının getirilmesi en önemli ve en öncelikli sorunumuzdur.
**CMK olarak adlandırdığımız zorunlu müdafiilik ile Uzlaşma için ödenen ücretler Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine yükseltilmediği takdirde bu konuda avukatların daha fazla özveri göstermesi beklenemez. Gerektiğinde tüm Barolar görevlendirme yapmama kararı alacak ve tüm avukatlar da bu karara uyacak ve böylece topyekün bir eylem yapılacaktır.
** Bunun gibi daha pek çok sorun sıralayabiliriz.
Değerli Meslektaşlarım ,
Ülkemizin ve mesleğimizin içinde bulunduğu bütün bu sıkıntılara rağmen , hukukun üstünlüğüne , yargı bağımsızlığına ve adil yargılanma hakkına olan inancımızı muhafaza ederek toplumun hak ve özgürlüklerine , Cumhuriyetimizin temel niteliklerine, Atatürk İlke ve Devrimlerine sahip çıkmaya , her ne pahasına olursa olusun hukukun üstünlüğünü egemen kılmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha tüm avukatların 5 Nisan Avukatlar Gününü kutluyor, ülkemizde ve tüm dünyada hukukun üstün ve egemen olduğu ve eksiksiz olarak uygulandığı nice 5 Nisanlarda sağlık, huzur ve mutlulukla bir arada olmayı gönülden diliyor , hepinize şahsım ve yönetim kurulu adına saygılarımı sunuyorum. 05.04.2013
Av.Rıza ÖZTEKİN
ESKİŞEHİR BAROSU BAŞKANI