**
ASLİYE CEZA MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
SUNULMAK ÜZERE
ANKARA 10. SULH CEZA MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
Dosya No: 2014/107 D. İş.
İTİRAZ EDEN : ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI
VEKİLİ : AVUKAT MEHTAP CEVİZCİ
Ihlamur 1 Sokak No.1 Kızılay/Ankara
İTİRAZ EDİLEN KARAR : Ankara 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 12.02.2014 gün ve 2014/107 D. İş sayılı kararı.
A)-İTİRAZA KONU KARARIN ÖZETİ
Ankara Valiliği Emniyet Müdürlüğü’nün talebi üzerine, Ankara 10. Sulh Ceza Mahkemesince, 13.02.2014 – 27.02.2014 tarihleri arasında, 15 gün süreyle, Ankara “… Merkez İlçe (Altındağ, Çankaya, Keçiören, Mamak, Yenimahalle, Pursaklar) sorumluluk bölgelerinde, kişilerin üstleri, araçları ile özel kağıtlarının ve eşyalarının önleme amacıyla kanun ve yönetmelikteki sınırlamalar göz önünde tutulmak kaydıyla arama yapılmasına izin verilmesine…” karar verilmiştir.
B)-İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER
I)-Anayasa’nın 20. Maddesi:
Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga cümle: 3/10/2001-4709/5 md.)
(Değişik: 3/10/2001-4709/5 md.) Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.
(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/2 md.) Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.
II)-İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 12. Maddesi:
Hiç kimse, özel yaşamı, ailesi, konutu ya da yazışması konularında keyfi müdahaleye, onuruna ve adına karşı saldırıya uğrayamaz. Herkesin, bu müdahale ve saldırılara karşı yasa ile korunmaya hakkı vardır.
III)-Mahkemenin kararının dayanağı olan, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 9. maddesi:
Polis, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş sulh ceza hakiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirin vereceği yazılı emirle; kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kağıtlarını ve eşyasını arar; alınması gereken tedbirleri alır, suç delillerini koruma altına alarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemleri yapar.
Arama talep yazısında, arama için makul sebeplerin oluştuğunun gerekçeleriyle birlikte gösterilmesi gerekir.
Arama kararında veya emrinde;
a) Aramanın sebebi,
b) Aramanın konusu ve kapsamı,
c) Aramanın yapılacağı yer,
ç) Aramanın yapılacağı zaman ve geçerli olacağı süre,
belirtilir.
Önleme araması aşağıdaki yerlerde yapılabilir:
a) 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamına giren toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapıldığı yerde veya yakın çevresinde.
b) Özel hukuk tüzel kişileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya sendikaların genel kurul toplantılarının yapıldığı yerin yakın çevresinde.
c) Halkın topluca bulunduğu veya toplanabileceği yerlerde.
ç) Eğitim ve öğretim özgürlüğünün sağlanması için her derecede eğitim ve öğretim kurumlarının idarecilerinin talebiyle ve 20 nci maddenin ikinci fıkrasının (A) bendindeki koşula uygun olarak girilecek yüksek öğretim kurumlarının içinde, bunların yakın çevreleri ile giriş ve çıkışlarında.
d) Umumi veya umuma açık yerlerde.
e) Her türlü toplu taşıma araçlarında, seyreden taşıtlarda.
Konutta, yerleşim yerinde ve kamuya açık olmayan işyerlerinde ve eklentilerinde önleme araması yapılamaz.
Spor karşılaşması, miting, konser, festival, toplantı ve gösteri yürüyüşünün düzenlendiği veya aniden toplulukların oluştuğu hallerde gecikmesinde sakınca bulunan hal var sayılır.
Polis, tehlikenin önlenmesi veya bertaraf edilmesi amacıyla güvenliğini sağladığı bina ve tesislere gelenlerin; herhangi bir emir veya karar olmasına bakılmaksızın, üstünü, aracını ve eşyasını teknik cihazlarla, gerektiğinde el ile kontrol etmeye ve aramaya yetkilidir. Bu yerlere girmek isteyenler kimliklerini sorulmaksızın ibraz etmek zorundadırlar. Milletlerarası anlaşmalar hükümleri saklıdır.
Önleme aramasının sonucu, arama kararı veya emri veren merci veya makama bir tutanakla bildirilir.
IV)-Adli ve Önleme Arama Yönetmeliği’nin 20. maddesi:
Yönetmeliğin 8 inci maddesi, 9 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 25 inci maddesi hükümleri saklı kalmak üzere, önleme aramalarında işlemin yapılacağı kanunda belirtilen umumî ve umuma açık yerlerde makul sebeplerin oluştuğunu ve millî güvenlik ve kamu düzeninin, genel sağlık ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, taşınması veya bulundurulması yasak olan her türlü silâh, patlayıcı madde veya eşyanın tespiti amacının ortaya çıktığını ve tehlikenin oluştuğunu gösteren belirlemeler, kolluk tarafından önceden tespit edilir ve aramanın yapılması önerilen yer ve zaman ile birlikte o yer mülkî âmirine, gerekçeleri ile birlikte yazılı olarak iletilir. 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda öngörülen suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla yapılacak aramalar için bu talep, o yer Cumhuriyet savcısına da yapılabilir.
Yetkili merci, kolluğun talebini uygun bulursa, hâkimden arama kararı talep eder; ancak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde yazılı arama emri verir.
Arama talep, emir ve kararlarında aşağıdaki hususlara açıkça yer verilir:
a)Aramanın sebebi,
b)Aramanın konusu ve kapsamı,
c) Aramanın yapılacağı yer,
d) Geçerli olacağı zaman süresi.
Hâkim tarafından verilen kararlar aleyhine, mülkî âmir tarafından kanun yollarına başvurulabilir.
Usulüne uygun olarak verilmiş arama kararı veya emri üzerine, yetkili âmirin, aramanın yapılması için kolluk memurlarına vereceği sözlü emirler derhâl yerine getirilir. Bu konudaki emirlerin yazılı olarak verilmesi istenemez. Bu hâllerde, emrin yerine getirilmesinden doğabilecek sorumluluk, emri verene aittir.
V)-Anayasa’nın 141/3. maddesi:
Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.
C-İTİRAZ SEBEPLERİMİZ
1-Ankara 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin, itiraza konu kararı, Anayasa’nın 20, İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin 12, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 9. Maddesi ile Adli ve Önleme arama Yönetmeliği’nin 19. maddelerine aykırıdır.
a)-Yasa koyucu, kişilerin üst ve eşyalarının aranması hususunu Anayasa’da düzenleme konusu yaparak, bu konudaki hassasiyetini belirttikten sonra, bu korumanın istisnalarını da, ayrıntılı olarak belirtmiştir.
Bu istisna kapsamında düzenlenen, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 9. ve Adli ve Önleme Arama Yönetmeliği’nin 19. maddesi de, (aslında Anayasa’da yer alan korumanın mahiyeti açısından yetersiz olmakla birlikte), önleme amaçlı arama işleminin sınırlarını belirlemiştir.
Bu düzenlemelere göre, Mahkemelerce verilen önleme amaçlı arama kararlarının, özellikle zaman ve yer olarak, sınırlandırılması mecburiyeti getirilmiştir.
b)-Kişilerin benzer Anayasal hakları ile ilgili olarak İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin vermiş olduğu ‘ValenzuelaContreras / İspanya (Başvuru No: 27671/95)’ kararında da “… hukukun uygulanmasının etkilerinin öngörülebilirliği şartı ile, ayrıntıları iç hukukta düzenlenmiş olan ve OTORİTELERİN İŞLEMİ UYGULADIĞI ANDAKİ DAVRANIŞLARI VE TAKDİR YETKİSİNİN GENİŞLİĞİNİ SINIRLAYAN, SÖZ KONUSU ÖLÇÜLERİN UYGULANMASINDA HAKİMLERİN TAKDİRİNİ DE BAĞLAYAN TEMİNATLAR …” gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
c)-İtiraza konu kararda, özellikle getirilen coğrafi sınırlara bakıldığında, yaklaşık 3 milyon kişiyi kapsayan bir bölgeyle ilgili olarak arama kararı verildiği görülmektedir.”İdari ve coğrafi bir birimde” arama kararı verilebileceğine ilişkin bir hüküm kanunlarımızda yer almamaktadır. Keza bu kararla kişi tanımlaması yapılmadan Ankara’nın 6 ilçesinde bulunan 3.Milyon kişi şüpheli ilan edilmektedir.
Yine, süre olarak 15 gün gibi uzun bir sürenin belirtilmiş olması da, kararın belirli bir süreli olarak değil, makul olmayan bir süreyle, süresiz olarak verildiğini göstermektedir.
Görüldüğü üzere, itiraza konu Mahkeme kararı, yasada öngörülen zaman ve yer olarak sınırlı olma mecburiyetine uygun olmayan, süresiz ve sınırsız bir arama kararıdır.
2-İtiraza konu karar, hiçbir gerekçe içermediği için, şekil itibariyle de hukuka aykırıdır.
Zira, bizzat Adli ve Önleme aramaları Yönetmeliği’nin 20. Maddesinde yer alan; aramanın sebebi, aramanın konusu ve kapsamı, arama kararında yer almayıp, bunun yerine, kanunda yazılı ibarelerin tekrarı suretiyle, gerekçesiz bir karar verilmiştir. Böyle bir kararın, Anayasanın 141/3 maddesine de aykırı olduğu açıktır.
3-Yine kararda, kararın sınırları açıkça belirtilmeyerek, sınırlar açısından yasaya atıfla yetinilmiştir. Kişilerin yanlarında her zaman kanun maddesi taşıma mecburiyeti olmadığı, böyle bir beklentinin gerçekçi olmayacağı da açıktır. Bu durumda, kişilerin haklarının da verilen kararda ayrıntılı olarak belirtilmesi gerekirdi.
Söz konusu Mahkeme kararı ile temel hak ve özgürlükler ihlal edilmekte ve özel hayata açıkça müdahale edilmektedir.Bu karar bir hukuk devletinde verilebilecek türden bir karar değildir. Teminat olması gereken kişi özgürlüğünü, tereddüt etmeden kolluğun önüne sunulan karar ile keyfi uygulamalara yol açılabilecek ve kişilerin can ve mal güvenliğinden sorumlu bulunan Polis ile yurttaşımız karşı karşıya kalabilecektir. Telafisi imkansız zararlara yol açabilecek ilgili kararın derhal kaldırılmasını talep etmek bu nedenlerle zorunlu olmuştur.
Belirtilen sebeplerle, Ankara 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 12.02.2014. tarih ve 2014/107 D. İş sayılı kararına itiraz ediyoruz. İtirazımızın kabulü ile hukuka aykırı söz konusu kararın kaldırılmasına karar verilmesini arz ve istida ederiz. Saygılarımızla.
20.02.2014
Av.MEHTAP CEVİZCİ
ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI VEKİLİ