DEVRİM YASALARI CUMHURİYET’İN EN ÖNEMLİ NİTELİĞİNİ “…LAİK..” YAPISINI BELİRLEMİŞTİR.
29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edilmesine rağmen Cumhuriyet Hükümetinin Ankara’da , halifelik makamının İstanbul’da olması kurulan Cumhuriyet’in niteliğini tartışmaya açıyordu. Yabancı okulların varlığı, mahalle mektepleri ve medreseler ise farklı zihniyette öğrencilerin yetişmesine yol açmakta olup eğitimde tam bir düzensizlik ve programsızlık hakimdi. Bakanlar Kurulu’nda bulunan Şeriye Vekaleti ise her kanunun “şeriata” uygun olup olmadığı noktasında fetva veriyordu.
Genç Cumhuriyetin , kuruluş felsefesi gereği bu durumu kabullenmesi mümkün değildi. Cumhuriyet kurulmuştu ama nitelikleri netleşmemiş, içeriği doldurulmamıştı. Cumhuriyetin nitelikleri elbette kurucu önder Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından biliniyordu. Ama Dünya’da eşi benzeri görülmeyen bir kurtuluş mücadelesi sonucu kurulan Cumhuriyet’in niteliği diğer Devlet’ler nezdinde tartışılmaya başlanmıştı, evet Cumhuriyet kurulmuştu ama nasıl bir Cumhuriyet olduğu çok net değildi.
3 Mart 1924 tarihinde çıkarılan ve bugün Devrim Yasaları olarak bilinen üç temel yasa ile Halifelik kaldırılmış, eğitim-öğretim tek elde toplanmış ve Şeriye ve Evkaf Vekilliği ilga edilmiş olup en az Cumhuriyet’in ilanı kadar önemli olan bu yasalarla Cumhuriyet’in nitelikleri özellikle “……..LAİK CUMHURİYET….” yapısı belirlenmiştir.
Ama bugün gelinen nokta düşündürücüdür. Bu üç temel Devrim Yasasına aykırı söylem, uygulama ve düzenlemeler vardır.
Milli Eğitim Temel Kanununun 2.maddesi 1. bendinde “…… Atatürk inkilap ve ilkelerine ve Anayasa’da ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, Türk Milletinin milli, ahlaki, …değerlerini koruyan ………….yurttaşlar yetiştirmek …….” şeklindeki düzenleme 25.08.2011 tarihinde 652 sayılı KHK ile tamamen kaldırılmıştır. İktidar bu düzenleme ile artık Atatürk İlke ve Devrimlerine, Atatürk Milliyetçiliğine uygun bir eğitimin yapılmayabileceğini ortaya koymuştur.
Bu düzenlemeden sonra, Atatürk’ün gençliğe hitabesinin ve andımızın keza Atatürk’ün resimlerinin Valilik İnternet Sitelerinden ve daha bir çok yerden kaldırılmak istenmesi , “…Atatürk’ün korunmaya ihtiyacı mı var. ? “ şeklindeki Anayasa’ya aykırı söylemler, Özel Okullarda Atatürk köşelerinin kaldırılma girişimleri, en son kesintili 12 yıl eğitim sisteminin tartışmaya açılması, nasıl bir nesil yetiştirileceğine dair Anayasa’daki din ve vicdan özgürlüğüne aykırı dayatmacı söylemler hep birlikte değerlendirildiğinde Milli Eğitim ‘deki “ “…Milli…” ibaresinin fiilen bir anlamının kalıp kalmadığının tartışılır hale geldiği görülecektir. Hanedan, hilafet , saltanat , ulema özentisi ile yapılan söylem ve uygulamalar da maalesef 3 Mart 1924 tarihinde çıkarılan yasalara ve Anayasamıza aykırıdır.
Ama Türk Milleti Eşsiz Önder ,Büyük Devlet Adamı ve Ebedi Başkomutanı Atatürk’ün önderliğinde verdiği mücadele ile kurduğu Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatma azim ve kararlılığından asla taviz vermeyecek , Laik Cumhuriyet’le hesabı olan zihniyetin amaçlarına ulaşmasına asla izin vermeyecektir. Eskişehir Barosu olarak bu kapsamdaki mücadelede en ön saflarda olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz.
Bu vesile ile büyük Türk Milletinin 3 Mart Devrim Yasaları gününü kutluyoruz. Saygılarımızla
Av.Rıza ÖZTEKİN
ESKİŞEHİR BAROSU BAŞKANI