İnsan haklarının ve temel haklarının korunmasının sağlanmasında avukatlar ve oluşturdukları meslek kuruluşları temel rol oynamaktadırlar. Hukuk devletinin güçlendirilmesinde, özellikle bireysel özgürlüklerin korunmasındaki görevleri ile yer alan avukatların mesleğin icrasında bağımsız olmaları temel şarttır. Adil bir sistem olarak adaletin sağlanmasının, hangi merciden veya hangi sebeple olursa olsun, doğrudan doğruya ve dolaylı sınırlama, tesir, baskı ve müdahaleye tabi olmaksızın avukatların mesleklerini ifa ederken sahip oldukları özgürlüklerin korunması gerekmektedir.
Zira 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 1.maddesine göre “ Avukatlık, kamu hizmetidir ve yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder”
Türk Ceza Kanunun 6.maddesinin d fıkrasında da “yargı görevi yapan deyiminden, “yüksek mahkemeler ve adli, idari ve askeri mahkemeler üye ve hâkimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar” anlaşılır denmektedir.
Avukatların yargının aktörü değil, kurucu unsurudur. Mülkün temelini yargı oluşturuyor ise, yargının meşruiyetini savunma ve dolayısıyla avukatlar oluşturduğunu özellikle belirtiyoruz.
Eskişehir Baro Başkanı ile Eskişehir adliyesinde görev yapan hâkim arasında yaşanan ve basın yoluyla kamuoyuna intikal eden olayın akabinde HSYK nın açıklaması incelenmiş olmakla
Avukatlar tarafından hâkim ve savcılara gösterilmesi gereken saygı, savunma makamının onuruna ve vakarına uygun biçimde diklenmeden ama dimdik olarak ayrılmaktır.
Yargılama Usul yasaları her hâkim için geçerli olup, hâkime göre değişen usul yasası bulunmamaktadır. Yargılama usul yasasında hangi hallerde ayağa kalkılması gerektiği açıktır.
HSYK nın Eskişehir Baro Başkanı hakkında Cumhuriyet Savcıları ve mahkemeler tarafından yasal gereğini talep etmesi Anayasa’nın 138/2 maddesine aykırıdır.
HSYK nın bu gösterdiği duyarlılığı, kimi hâkim ve savcıların avukatlara yönelik savunma hakkına aykırı eylem ve davranışlarında da göstermesidir. Zira hâkim, savcı ve avukatların kanuni yetki ve sorumlulukları çerçevesinde, karşılıklı saygı ve nezaket içinde görevlerini yerine getirmeleri sadece Yüksek Kurulun değil, avukatların ve dolayısıyla baroların da dileğidir.
Burdur Barosu olarak Eskişehir Baro Başkanının yanında olduğumuzu özellikle belirtiyoruz.
Ayrıca son günlerde ülkemizde kuvvetler ayrılığı konusunda tartışmalara değinmek gerekir ise
Demokratik ve çağdaş bir devlet üç yetkiden oluşur. Bunlar YASAMA, YÜRÜTME ve YARGIDIR. Ülkemizde bu üç sistem birim üzerine kurulmuştur. Her birimin ayrı ve bağımsız ve sorumluluk alanları vardır.
Bu bağlamda demokratik hukuk devletini tanımlayan temel ilke olan kuvvet ayrılığı ilkesi hakların, özgürlüklerin ve bireyin devlet karşısındaki güvencesidir. Demokrasinin vazgeçilmezi kuvvetler ayrılığı rejimidir.
Burdur Baro Başkanı
Av. Yusuf ÇİFTÇİ