Değerli Meslektaşlarım ,
Çok büyük beklentilerle 2005 yılında yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu bugüne kadar belkide en fazla tartışılan yasa oldu. Çok acil çözümler getirilmezse herhalde bundan sonra da tartışılmaya devam edecek. Elbette tartışılma sebebi özgürlükleri en fazla etkileyen yasa olması. Yürürlüğünden itibaren daha önce benzerlerini olağanüstü dönemlerde gördüğümüz uygulamalar nedeniyle yasa ve uygulamalar haklı olarak günlerce eleştirildi. Yasa yapılırken böyle sonuçlar doğacağı belki de öngörülmemişti. Ama her şeyin sadece yasayı yapmaktan ibaret olmadığı ağır bedeller ödenerek öğrenildi. Umarım bugünlerde yasalaşan, yürürlük tarihleri daha sonra olan ve çok büyük beklentilerin olduğu üç temel yasa da aynı akıbete uğramaz.
Sorunlardan en güncelleri ; herhalde tedbirden, istisnai özelliğinden ziyade infaza dönüşen ve adeta kural haline gelen tutukluluk , amacını aşan yakalama, gözaltına alma , arama ve el koymalar, hala ne olduğunu tam olarak belirleyemediğimiz gizli tanıklık , yasaya aykırı telefon ve ortam dinlemelerinin maalesef görsel ve yazılı basında günlerce konuşulması ve bu olayda yasaya aykırı delil elde edenlerin tespiti yerine, ortam ve telefon dinlemelerine konu olan kişilerin “ … yapmasalardı …” mantığı ile suçlanmaları ; daha iddianame düzenlenmeden içeriğinin maalesef görsel ve yazılı basında tüm detaylarına kadar yer alması , bu şekilde masumiyet karinesinin ihlali , masumiyet karinesinin tersine yorumlanarak , sanıklardan masum olduklarını kanıtlamalarının beklenmesi, masumiyet karinesinin ihlali, ve maalesef son olarak yaşadığımız toplumda infial yaratan tahliyeler olarak sıralanabilir.
Ama en ciddi sorunumuz Özel Yetkili Mahkemeler , Mahkemeyi özel olarak tanımlarsak, O Mahkemelere bakan Savcılar da kendilerini SÜPER SAVCI olarak nitelendirebilirler. Oysa Mahkemenin özeli, Savcının da süperi olmamalı , Savcıların tek bir nitelendirmesi olabilir o da CUMHURİYETİN SAVCISI .
Yargının kurucu unsurlarından bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden avukatlar açısından da Ceza Muhakamesi Kanununda ve uygulamada çok ciddi sorunlar var. Israrla yasada ve yönetmeliklerde açıkça “…….AVUKAT…” kelimesinin geçmemesi, savunma hakkının güçlendirilmesi düşüncesi ile oluşturulan ama bugün avukatlar açısından angaryaya dönüşen zorunlu müdafiilik, keza zorunlu müdafilikle ilgili ödenen AAÜT’nin çok altındaki ücretler, CMK Fonunun Barolardan alınması, ısrarla hala bazı Mahkemelerin beraat eden sanık lehine ücreti vekalet takdir etmemeleri ve bu hususta ısrarcı olup tüm kanun yollarını denemeleri , yasada açıkça yazdığı durumlar dışında duruşmalarda ayağa kalkmak istemeyen avukatlara tavır alınması ve hatta zabıtlar tutulması gibi daha pek çok sorun sıralanabilir.
Bu sorunların hepsi salt yasadan mı kaynaklanıyor, HAYIR , yasadan kaynaklananlar acil yasa değişiklikleri ile çözülebilir, örneğin özel yetkili Mahkemeler acil bir yasa değişikliği ile kaldırılmalıdır.
Ama suçun işlenmesinden kesin hükme kadar yasayı uygulayanlar da dikkatli olmalı . Örneğin, yasalarımızda belirtilen azami tutukluluk süreleri yargıçlara son limitine kadar kullanılması gereken bir süre olarak verilmemiştir. Tutuklamanın tedbir ve istisnai niteliği gözetilerek azami sürelerin sonuna kadar kullanılmasına gerek yoktur.
Bu sorunlar, Hukuk Devletine ,hukukun üstünlüğüne insan haklarına , özgürlüklere bakışımız ve bu kavramlara verdiğimiz önemle çözülebilir. Bu kavramları referans alarak yapılacak yasa değişiklikleri sonrasında uygulayıcılar da daha dikkatli olur ve belirttiğimiz kavramları esas alırlarsa sorunların bir nebze de olsa çözülebileciğini düşünüyoruz.
Değerli Katılımcılar , bunlar bizim yüzeysel olmak tespit ettiğimiz sorunlar,ama konunun esas uzmanları aramızda, daha detaya ineceklerine ve çözüm yollarını da göstereceklerine eminim, vaktimizin de kısıtlı olmasını gözeterek sözü daha fazla uzatmak istemiyorum.Ama yoğun programlarına rağmen bu soğuk havada bizleri kırmayarak Eskişehir’e gelen çok değerli konuşmacılar Sayın Ankara Barosu Başkanımız Av. Metin FEYZİOĞLU’na ve A.Ü.H.F C.ve Ceza Usul H. A.B.D Öğretim Üyesi Prof Dr. Muharrem ÖZEN’ e , keza Ankara Barosunun çok değerli Yönetim Kurulu üyelerine bir kez daha şahsım ve Eskişehir Barosu adına teşekkür ediyor , kendilerini Eskişehir’de ağırlamaktan onur duyduğumuzu belirtiyor , hepinize saygılar sunuyorum. 02.ŞUBAT.2011
Av. Rıza ÖZTEKİN
ESKİŞEHİR BAROSU BAŞKANI