KAMUOYUNA DUYURU
“Hayvanların Korunmasına Dair Kanun ve Türk Ceza Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 09.07.2021 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşmıştır. Ancak caydırıcılıktan uzak bu yeni düzenlemeler karşısında mücadele etmeye devam edeceğimizi vurgulamak isteriz.
Baroların, Sivil Toplum Kuruluşlarının, hayvan hakları savunucularının taleplerinin dikkate alınmadığı, 17 yıldır verilen emek ve mücadelenin görmezden gelindiği bu yasanın iki yıl önce kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun 50 maddelik raporunun çok gerisinde olduğu ve beklentileri karşılayamadığı, bu hali ile hayvanların mal statüsünden çıkartılarak, can statüsüne getirilmediği açıktır.
Yasalaşan metin, ihlalleri çözüm noktasında hatalı ve eksik kalmıştır. Evde beslenen hayvan sayısına sınırlama öngörülmesi, hayvanlara şiddet ve kötü muamelede şikayet hakkının yalnızca suçüstü haller ile sınırlandırılması, hayvanlara karşı işlenen sürgün, eziyet, öldürme eylemlerinde belediye görevlilerine hiçbir cezai yaptırım öngörülmemiş olması, nüfusu 25 binin altında olan belediyelere, veteriner hekim çalıştırma, kısırlaştırma ve tedavi merkezi kurma zorunluluğu getirilmemesi, 75 bin ve altı nüfusa sahip belediyelere bakımevi kurma süresinin 4,5 yıl, 75 bin nüfusun üstü için ise bu sürenin 2,5 yıl olarak belirlenmesi nedeniyle kısırlaştırma çalışmalarının yetersiz kalma riski, kısırlaştırma tedavi birimi olmayan belediyelere geçici ünitelerle mobil kısırlaştırma seçeneği verilmesi, evcil hayvanların üretim çiftlikleri, internet ve katalog üzerinden satışına devam ediliyor olması, hayvan deneylerinin yasaklanmaması, hayvan dövüştürmek yasaklanmış ise de, deve güreşi, boğa güreşi, horoz dövüşü gibi şiddet içeren gösterilerin folklorik ve geleneksel diye tabir edilerek ceza kapsamı dışında bırakılması, avcılık ve av turizmine ilişkin hiçbir düzenleme yer almaması, kara ve su sirkleri ile yunus parklarının yürürlük tarihinden sonra kurulmaları yasaklanmış ise de mevcut işletmelerin varlıklarını sürdürmelerine izin verilmesi, turistik amaçlı denilerek fayton atlarına zulmün devam etmesi ve çiftlik hayvanlarının sömürüsüne yönelik önlem alınmaması bu eksikliklerden ilk göze çarpanlarıdır.
Önemle vurgulamak isteriz ki, hayvanlara yönelik suçlarda hapis cezanın alt sınırının 2 yıl 1 ay olarak belirlenerek caydırıcı hale getirilmesi elzemdir. Aksi halde gerek uygulamadaki takdiri indirim sebepleri, gerekse infaz kanunlarımızdaki düzenlemeler sebebiyle gerçek durumda hayvana karşı suçların hapis cezası ile cezalandırılamayacağı açıktır.
Hayvan Hakları Yasasının tartışıldığı bugünlerde yanlış tarımsal faaliyetlerin getirdiği susuzluğun, Tuz Gölü'nün Konya’nın Cihanbeyli İlçesi Gölyazı bölgesindeki binlerce yavru flamingonun ölümüne sebep olmasına da dikkat çekmek isteriz. Flamingoların yaşam döngüsünü olumsuz etkileyen hususların acil olarak belirlenmesi ve ivedilikle tedbir alınması gerekmektedir. Bu noktada Tuz Gölünde ölen binlerce flamingo için geç kalındığı gibi sokak hayvanları için de geç olmadan yasal düzenlemenin caydırıcı hale getirilmesi gerekmektedir.
Her ne kadar teklif yasalaşmışsa da yeniden yapılacak düzenlemelerle kazanımlar elde etmek adına hayvan hakları, doğa ve çevre mücadelemize devam edeceğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz. 14.07.2021
ESKİŞEHİR BAROSU BAŞKANLIĞI
HAYVAN HAKLARI KOMİSYONU VE
KENT VE ÇEVRE HUKUKU KOMİSYONU
