BASINA VE KAMUOYUNA;
Kamuoyunda Taksim Gezi Parkı protestosu olarak adlandırılan toplumsal olaylarla ilgili Eskişehir’de yeni bir hukuksuzluk iddiası daha Aydınlık gazetesinin 19 Temmuz Cuma günü yayınladığı haber ile ortaya atıldı.
“Eskişehir Emniyeti Balyoz Timi Kurdu” başlığıyla verilen haberde Gezi olaylarının başlangıcında özel emirle kurulmuş ve özellikle terörle mücadele ve güvenlik şube müdürlüğü polislerinden oluşturulmuş, gayri resmi faaliyet yürütme yetkisiyle donatılmış bir “Balyoz Timi”nin sokak aralarına kaçan göstericilere cop ve sopalarla darp etmek için görevlendirildiği iddiasına yer verilmiştir.
30- 40 kadar iri yapılı polisin yer aldığı ve sayıları her gün değişen sivil giyimli polislerden oluşturulduğu ileri sürülen “Balyoz Timi”ne, Gezi Parkı protestolarına katılan göstericiler hakkında yasal işlemler yapmak için değil, “darp edip bırakmak” üzere görev verildiği aynı gazetenin haberinde iddia edilen diğer bilgiler arasındadır.
Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın Yunus Emre Caddesi dolaylarında yapılan gösterilerde, 2 Haziran’ı 3 Haziran’a bağlayan gecede, sopalarla darp edilerek beyin kanaması geçirmesi ve 38 gün boyunca yoğun bakımda kaldıktan sonra yaşama tutunamayarak ölmesinin ardından gözler yeniden olayların faillerinin bulunması için adli ve idari makamlara çevrilmiş durumdadır. İlgili haberde gayri resmi emirle ve gayri resmi yetkilerle Eskişehir’de oluşturulduğu belirtilen Balyoz Timi ile ilgili iddiaların açıklığa kavuşturulması kamuoyu vicdanı bakımından son derece önemlidir.
Haziran ayının ilk günlerinde şiddet olaylarına tanıklık eden Eskişehir’de Yunus Emre Caddesi ve civarında yaşayan halkın gözlemleri, esnafların tanıklıkları, sosyal medyada yer alan birçok görüntü ve bilgi, olayların yaşandığı yerlerdeki işyeri güvenlik kameraları kayıtları, ölüm olayının ardından yerel ve ulusal basında haber olmuş yazı, fotoğraf ve yorumlara rağmen resmi makamların ihmali, sorumluluğu olan görevlilerin yargı önüne çıkarılmaması Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak bizleri kaygılandırmaktadır.
Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak geçtiğimiz günlerde yaptığımız basın açıklamasında Vali Güngör Azmi TUNA’nın soruşturma tamamlanmadan, delillerin tamamı toplanmadan kolluk personeli lehine, gösterilere katılan yurttaşlar aleyhine yaptığı değerlendirmeyi eleştirmiştik.
Aynı sorumluluk ve görev bilinciyle Sayın Vali Tuna’ya sorular sormayı sürdürüyoruz:
- Sayın Vali, 2013 yılı Haziran ayı başlarında Eskişehir Emniyeti içinde görevlendirildiği ileri sürülen Balyoz timinin varlığına ilişkin iddialar doğru mudur?
- Ali İsmail Korkmaz’ın darp edildiği gece ve izleyen günlerde darba ve sair şiddete maruz kalmış onlarca kişinin durumu Eskişehir’de olağan, yasal ve resmi bir kolluk faaliyetinin sonucu mudur?
- Eskişehir’de, protestoların başladığı 31 Mayıs günü 168 kişi gözaltına alınmıştır. Ancak izleyen 2 gün süresince protestoların artarak devam etmesine rağmen sadece 18 kişinin gözaltına alınması, sokak aralarında yalnızca göstericileri dövmekle görevlendirilen Balyoz timinin varlığı yönündeki iddiaları kuvvetlendirmektedir. Bu konuda makamınızca gerekli soruşturma başlatıldı mı?
- Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle sonuçlanan 2 Haziran gecesi olaylarında, resmi sıfatı ve unvanı olmayan S.K adlı bir şahsın, resmi ve sivil polis memurları arasında ve onlarla koordine şekilde göstericilere saldırıda bulunması sebebiyle, kamuoyu nezdinde oluşan bu tür şahısların resmi makamlarca gayri resmi olarak görevlendirilmiş olabileceği yönündeki haklı kuşkuları gidermek maksadıyla herhangi bir soruşturma başlattınız mı?
- Ali İsmail Korkmaz’ın katledilmesi olayına resmi ya da sivil polis memurlarının katılmış olabileceği yönündeki ciddi şüpheye rağmen, bu olayla ilgili delillerin toplanması, tanıkların adliyeye getirilmesi ve hatta tanık beyanlarının alınması gibi kritik soruşturma işlemlerinin, polis yerine jandarma güçleri eliyle yürütülmesi yönündeki avukat talepleri karşılanmamış olup, polisin bu kapsamdaki yetkisi halen devam etmektedir. Hatta dosyanın şüphelilerinden olan S.K.ya ilişkin yakalama, ifade alma, gözaltında tutma ve diğer adli kolluk işlemlerinin de polis birimlerince yapılması delillerin karartılabileceği yönündeki kaygımızı daha da artırmıştır. Buna ek olarak basına da yansıyan, 18-20 dakikalık görüntünün kaybının ne şekilde ortaya çıktığı, silinmişse kimler tarafından silindiği de henüz açığa çıkarılmamıştır. Tüm kuşkular tarafınızca değerlendirilerek, soruşturmada görev alması sakıncalı olabileceği şüphesiyle hakkında idari tedbir alınan herhangi bir polis memuru var mıdır?
Adaletin tecelli etmesi, hak ihlallerinin yaptırımsız kalmaması ve orantısız bir güçle emniyet yetkililerinin şiddetine uğramış yurttaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi için başlatılan soruşturmaların ivedilikle sonuçlandırılmasını istiyoruz.
1 Haziran’ı 2 Haziran’a bağlayan gece ve 2 Haziran’ı 3 Haziran’a bağlayan gece kentimizde resmi ve sivil kolluk güçleri ve sivil kişiler tarafından darp edilen ancak bu durumu resmi makamlara bildirmemiş yurttaşlarımıza buradan çağrımızdır. Yaşadığınız hak ihlali sadece sizin haklarınızı değil tüm toplumun kişi hak ve özgürlüklerini ve demokratik yaşam haklarını ihlal etmiştir. Bu nedenle, ülkemizde insan hakları bilincinin yükseltilmesi ve korunmasıyla görevli bulunan Komisyonumuza yaşadığınız hak ihlallerini bildirmeniz ve bu ihlallerle ilgili suç duyurusunda bulunmanız, yukarıda yer verilen iddiaların araştırılması ve hukuksuzluğun ortaya çıkmasında önemli bir adım olacaktır.
Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu