İNSAN HAKLARI KOMİSYONU 11.07.2013 TARİHLİ BASIN AÇIKLAMASI

BASINA VE KAMUOYUNA

03.06.2013 tarihinde İstanbul Gezi parkı direnişine destek vermek amacıyla yürüyüş yapan gruplara saldırı sırasında Yunus Emre Caddesi yakınlarında darp edilmiştir. Beyin kanaması geçiren ve o tarihten beri yoğun bakımda bulunan Ali İsmail Kokmaz 10/07/2013 tarihinde hayatını kaybetmiştir.

Ali İsmail Korkmaz’ın öldüğü gün Eskişehir Valisi Güngör Azmi Tuna’nın yaşanan olayla ilgili yaptığı açıklamalar kamuoyu vicdanını rahatsız etmekle kalmamış, hukuk devletinin en temel prensiplerini açıkça çiğnemiştir. Yaşananlar karşısında Vali TUNA’ya hukukçu olmanın sorumluluğu ile belirli sorular sorma ihtiyacı ve kamuoyunu bilgilendirme göreviyle bu basın açıklamasını yapma zorunluluğumuz doğmuştur.

Vali basın mensuplarına cevaben yaptığı açıklamada; yürüyüşe katılanların birbirine zarar verdiği yönünde duyumları olduğunu, bu suçu polislerin üzerine atan kötü niyetli grupların olduğunu, Türk polisinin kesinlikle böyle bir saldırı yapmayacağını, kimseyi bu şekilde öldürmeyeceğini, Eskişehir’de bu olayın münferit olduğunu ve benzer başka bir olayın yaşanmadığını söyleyerek bir mülki amirden çok iktidar partisi yetkilisi gibi davranmış ve görev alanının dışına çıkmıştır.

Açıklaması şahsi düşüncelerini yansıttığı halde, yetkili bir ağız olarak konuştuğundan kamuoyunun kendisine duyduğu muhtemel güveni kötüye kullanarak Ali İsmail’in katledilmesiyle ilgili halkı yanlış bilgilendirmiştir. Yürüyüşe katılanların birbirine zarar verdiği yönünde duyumları olduğunu belirten Sayın Vali elinde soruşturma makamlarının bilmediği delil ya da tanık var ise bunları basından önce soruşturma makamıyla paylaşmak zorundadır.

Henüz soruşturma aşamasındaki bir dosyada deliller tamamıyla toplanmamışken, soruşturma tamamlanmış gibi kesin bir hükümle konuşmak, yargıya müdahale olduğu gibi soruşturmanın sağlıkla ilerlemesine de zarar verecek niteliktedir. Dosyada faillerle ilgili teşhis dahi henüz yapılmamıştır. Faillerin kim olduğu bilinmediği gibi kim olmadığı da bilinmemektedir.

Nitekim Gezi Parkı direnişine destek veren eylemciler bir bir gözaltına alınarak kendilerine ait onlarca fotoğraf MBS kaydı ve suçlama ile karşı karşıya kalırken, olaylarda polis şiddetinden mağdur olmuş hiç kimsenin dosyasında hiçbir fail yakalanmamış ve hiçbir görüntü elde edilememiştir. Bu haliyle Eskişehir’in bağımsız ve tarafsız bir yargıdan uzaklaştırılmaya çalışıldığı ortadadır. Mağdurlar lehine deliller karartılırken göstericiler aleyhine deliller yaratılmakta, gizliliği esas olan soruşturma dosyası hakkında yargılama tamamlanmış gibi beyanlarda bulunulmakta, tüm bunlarla yargılama baskı ve etki altında bırakılmaya çalışılmaktadır. Vali’nin bu açıklamaları adil yargılamayı etkilediğinden Eskişehir Cumhuriyet Savcılarını konuyla ilgili işlem yapmak üzere göreve çağırıyoruz.

Halkın bütün kesimlerinin Valisi olması beklenen bir kamu yöneticisinin yalnızca kolluk kuvvetlerinin bir amiri gibi resmi açıklamalar yapması, kentimizde yaşanan ve yaşanacak olan ihlaller konusunda bizleri kaygılandırmaktadır. Vali TUNA yaptığı açıklamada olayla ilgili 40 ayrı kamera kaydının incelendiğini ifade etmiştir. Bu açıklamasıyla ilgili Sayın Vali’ye mutlak cevaplanması gereken iki sorumuz bulunmaktadır:

İlk olarak kolluk kuvvetlerinin içinde resmi üniforma giymeden görev yapan birimler yok mudur? Sayın Tuna kolluk güçleri içerisindeki sivil giyimli polislere de amirlik ettiğinin farkında mıdır?

İkinci olarak, geçtiğimiz haftalarda Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesi ile ilgili başlatılan adli soruşturmada en önemli kamera kaydının 20 dakikalık bölümünün profesyonel bir el tarafından ustaca silindiğini, kaydın hard disk bölümünün dahi sıfırlandığından haberdar mıdır?

Bizler Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak Eskişehir’de yapılan Gezi protestolarındaki hak ihlallerini başından beri takip ediyoruz. Bu takiplerimiz esnasında Vali Tuna’nın söylediğinin aksine birçok göstericinin polis tarafından orantısız şiddet gösterilerek darp edildiğini, hatta işkenceye uğradığını tespit etmiş bulunmaktayız. Ali İsmail Korkmaz ile aynı gün darp edilen, burnu ve kolu kırılan, polis arabasının bagajında taşınan Tevfik Caner Ertan ve kafa travması sonrasında yoğun bakımda tedavi gören Akaki Avaliani bu muamelelerin en somut örnekleridir.

Mesleğimizin kamu hizmeti boyutuyla insan hakları ve demokrasi mücadelesini kendisine sorumluluk edinmiş hukukçular olarak Ali İsmail’ in cinayetinin ve diğer mağdurların dosyalarının ört bas edilmesine izin vermeyeceğimizi, yargının üzerindeki baskılara boyun eğmeyeceğimizi ve tüm dosyalarla ilgili her türden hukuksuzlukla ve ihmali olan her yetkiliyle de mücadele edeceğimizi bilmenizi istiyoruz.

Eskişehir Barosu

İnsan Hakları Komisyonu

Web Tasarım | Eskişehir Web Tasarım