1136 sayılı Avukatlık Yasasının;
1-76.maddesi Barolara "...meslek düzenini… saygınlığını, hukukun üstünlüğünü ...savunmak ve korumak... " görevi ;
2-95/4. maddesi Baro Yönetim Kurullarına "...mesleğe ve meslek mensuplarına yönelik hak ihlallerine karşı mesleğe ve meslek mensuplarına yönelik hak ihlallerine karşı avukatlık mesleğini ve meslektaşlarını savunmak, bu konularda her türlü yasal ve idari girişimde bulunmak..." görevi;
3- 97/6. maddesi de Baro Başkanına "...meslek onuru ve bağımsızlığı ile ilgili işlerde kanunlar ve meslek kurallarının gereğini her türlü organlara karşı savunmak ve bu konuda doğrudan doğruya veya dolayısıyla kendisini göreve zorlayan hususları yapmak..." görev ve sorumluluğu; vermiştir.
İstanbul Baro Başkanı Sayın Av.Doç.Dr. Ümit KOCASAKAL ve Yönetim Kurulu Üyelerinin kamuoyunda Balyoz olarak bilinen davada savunma görevini üstlenen avukatlara karşı yapılan haksız uygulamalar ve savunma görevinin engellenmesi nedeniyle yukarıda belirttiğimiz yasa maddelerinin verdiği görev ve sorumluluk ile meslektaşlarına destek olmak ve aslında savunmayı savunarak adil bir yargılamanın da gerçekleşmesini temin amacıyla yaptıkları işlemlerin TCK.277. madde kapsamında değerlendirilerek haklarında dava açıldığını öğrenmiş bulunuyoruz.
Konu ile ilgili suç duyurusu yapıldığında da yukarıda belirttiğimiz açık yasa maddelerinin ihlal edildiğini belirterek basın açıklaması yapmış ve bu suç duyurusunun topyekün savunma mesleğini hedef aldığını belirtmiştik. Aynı düşüncemiz devam etmektedir, yukarıda belirttiğimiz yasa maddeleri hiçe sayılarak açılan dava Baroları, Avukatları ve topyekün savunma mesleğini hedef almaktadır.
Savunma mesleğini yok sayarak aslında adil yargılanma hakkını yok eden bir Mahkemenin yargılamasından adil ve sağlıklı bir karar çıkmayacağı açıktır. Hiçbir Mahkeme usul kurallarına aykırı yargılama yapamaz ve kendisini bu noktada denetimsiz, sınırsız sayamaz. Hukuk Devletinde böyle bir Mahkeme ve Yargıç olamaz. Barolar böyle Mahkemelere ve Yargıçlara usul kurallarının tam olarak uygulanabilmesi ve adil yargılamanın gerçekleşmesi için hukuku hatırlatmak zorundadırlar. Mahkemenin, savunma mesleğini yok saymasının önüne geçilerek adil bir karar vermesi noktasında yapılan uyarı niteliğindeki işlemler asla suç olamaz.
Eğer böyle olursa Baroların hiçbir işlevi kalmaz. Bu dava bir anlamda Baroların kuruluş ve örgütlenme amacını da yok saymaktadır. Ama buna avukatlar izin vermeyecektir. Bu davada binlerce avukatın yani bir savunma ordusunun İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerine gerek bizzat savunmalarını üstlenerek, gerekse fiziken gelerek destek vereceğinden, yani savunmayı savunmak noktasında hiç bir avukatın duyarsız kalmayacağından hiç şüphe etmiyoruz. Eskişehir Barosu, Başkan ve Yönetim Kurulu ile avukatları bu davada İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerini asla yalnız bırakmayacak, belirttiğimiz savunma ordusuna en büyük desteği verecektir.
Saygılırımzla.
ESKİŞEHİR BAROSU