Basın Açıklaması: https://www.youtube.com/watch?v=YWNBuHww7AE
ESKİŞEHİR BAROSU 10.12.2019 TARİHLİ KADIN
HAKLARI KOMİSYONU
BASIN AÇIKLAMASI
Şili'de
kadınların Las Tesis’in çağrısı ile 'Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası
Mücadele Günü' nedeniyle hazırladığı dans performansı tüm dünyaya yayıldı.
Kadın cinayetlerini, cinsel saldırı ve istismar olaylarını protesto etmek
amacıyla hazırlanan dans performansında kadınlar gözlerine siyah bant çekip,
dans ederek marş söylediler. Ülkemizde de kadınlar son derece demokratik bir
şekilde bu dansı gerçekleştirdiler. Ancak dünyanın birçok ülkesinde yapılan bu
dans gösterisi ne yazık ki sadece ülkemizde İstanbul ilinde polisin müdahalesi
ile sonuçlandı.
"Suç bende değil her neredeysem, ne giydiysem suç bende değil" sözleriyle danslı protestoda bulunan kadınlardan 6 ‘sı polis tarafından gözaltına alındı ve çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı.
25 Kasım günü kentimizde toprağa verdiğimiz Ayşe Tuba ARSLAN’ın 23 kez başvuru yaptığı halde eski eşi hakkında bir gün dahi adli kontrol kararı vermeyen yargının demokratik hakkını kullanan 6 kadın hakkında verdiği adli kontrol kararını anlamakta zorlanıyoruz.
Kaldı ki; ülkemizde kadın cinayetlerinin arttığı bir dönemde ve henüz birkaç gün önce tanımadığı bir cezaevi firarisi tarafından vahşice öldürülen Ceren Özdemir’in üzüntüsünü ve dehşetini yaşadığımız bu süreçte İstanbul’da gerçekleştirilen barışçıl bir gösteriye güvenlik güçlerince yapılan müdahaleyi kınıyoruz.
Hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir toplumda mevcut düzene itiraz eden ve barışçıl yöntemlerle gerçekleştirilmesi savunulan her türlü ifade özgürlüğü meşrudur. Barışçıl amaçlarla bir araya gelmiş kadınların toplantı hakkını kullanması ve devletin de bu duruma karşı sabır ve hoşgörü göstermesi çoğulcu demokrasinin gereğidir. Belirtmek isteriz ki; kadın cinayetlerine karşı yaşam hakkını savunmak, şiddeti protesto etmek, sorumluları göreve çağırmak demokratik bir hakkın kullanılmasıdır. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ve ifade özgürlüğü demokratik haklar olup Anayasa ve uluslararası hukuk metinlerinde kendine yer bulmuştur. Bu vesile ile cereyan eden bu ve benzeri yöntemlerle hiçbir kadının susmayacağını ve sinmeyeceğini deklare etmekteyiz.
Kadına yönelen şiddeti önlemek, devletimizin yükümlülüğüdür. Bu doğrultuda, dayanışma gösterilmesi gereken kadınlara, kolluk güçlerinin ve talimat verenlerin uygulamış olduğu şiddeti kınıyoruz. Kolluk güçlerinin bu protestolara göstermiş oldukları müdahalenin aynı hassasiyet ve titizlikle tüm kadın cinayetlerinde, tüm kadın tacizlerinde, tüm sessiz kalmış kadın tepkilerinde de gösterilmesini talep ediyoruz.
Eskişehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak hukuki ve meşru olmayan her müdahalenin sonlandırılmasını ivedilikle yetkililerden bekliyor, kadına karşı her türlü şiddetin önlenmesi için insan hakları, ifade özgürlüğü ve her türlü demokratik mücadelemize sonuna kadar devam edeceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. 10.12.2019
