"TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ HAKKI İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ" KONULU PANEL DÜZENLENDİ

Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu tarafından düzenlenen Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı ve İfade Özgürlüğü konulu panel Zübeyde Hanım Kültür Merkezinde yapıldı. Panelin Açılış konuşmasını Baro Başkanı Rıza Öztekin ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Heval YILDIZ KARASU yaptı. Karasu “  Komisyonumuzun özellikle bu hak çerçevesinde bir panel yapmasının sebebi  bu hakkın bu sene çok fazla ihlal edilmesindendir .. gezi olaylarında polisin gazlı, bombalı sopalı, silahlı saldırıları sonucunda Ali İsmail kardeşimiz gibi pek çok gencimiz yaşamını yitirdi pek  çok kişi gazdan etkilendi, yaralandı , gözünü kaybetti,.. iktidar yaratmaya çalıştığı bu şiddet ortamında pek çok hakkı bu şekilde  ihlal etti..  iktidar , kentimizde olduğu gibi eylemcilere idari para cezası, trafik para cezası  keserek ve soruşturmalar açarak da bu hakkı ihlal etmeye çalışıyor. … Bizim yaptığımız araştırmaya göre Eskişehir de yaklaşık 750 kişi hakkında soruşturma devam ederken 250 kişi hakkında da yargılama devam ediyor...  dolayısıyla aslında düşüncelerini ifade etmek isteyen bu 1000 kişinin de bizce hakları ihlal edilmektedir.  dedi.

Panele katılan konuşmacılar Doç. Dr. Kerem Altıparmak    “

Anayasa'da açıkça herkesin izin almaksızın toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı bulunmasına rağmen, Türkiye'de sıklıkla "izinsiz toplantı" kavramının kullanıldığını gözlemlemek mümkündür.  Oysa AİHM e göre  “Bir toplantı, yasada öngörülen koşulları yerine getirmese bile, şiddet içermediği sürece salt bu nedenle müdahale edilemez.” Bazı toplantı ve gösteriler hiçbir şekilde kamu düzenini bozmayabilir, kamu düzenine zarar vermeyebilir. Halka açık bir alanda gerçekleştirilen çoğu toplantı ise günlük yaşamın akışını belirli bir ölçüde bozacak bir karışıklığa ve düşmanca tepkilere yol açabilir. Ancak AİHM, söz konusu düzeni bozan durumun bile, tek başına, toplanma özgürlüğü hakkına yönelik müdahaleyi haklı kılamayacağı kanaatindedir. Mahkemeye göre, yasadışı hale gelmişse bile şiddet kullanılmayan bir toplantıya, 11. maddede korunan toplanma hakkı anlamını tamamen yitirmemesi için belirli bir ölçüde hoşgörü gösterilmelidir

Devletler toplantı ve gösteri yürüyüşünü düzenleme görüntüsü altında, bu hakka yönelik makul olmayan dolaylı sınırlandırmalardan da kaçınmak zorundadır. 2911 sayılı Yasa, AİHS'e aykırı olarak sözleşmede korunan barışçıl toplanma özgürlüğünü kısıtlayan gizli engellerledoludur. Gerek idare, gerekse mahkemeler bu engelleri Sözleşme ile uyumlu bir şekilde yorumlamak yükümlülüğü altındadır.

Müdahalenin Yöntemleri Sınırsız Olamaz

Hak ve özgürlüklerin bazı istisnai hallerde sınırlandırılabilir olması, bu sınırlandırmanın dilendiği şekilde yapılabileceği anlamına gelmez.

Türkiye'de, kolluk güçlerinin toplantıları dağıtmasının rutin iki gerekçesi bulunmaktadır. Bunlardan biri, toplantının yasa dışı olmasıdır. Yukarıda açıklandığı gibi barışçıl bir toplantının salt yasadışı olduğu için şiddet kullanılarak dağıtılması insan haklarına aykırıdır. İkinci rutin gerekçe, provokatörlerin göstericilerin içine karışarak şiddete yöneldikleridir. AİHM, konuya ilişkin ilk içtihatlarından itibaren, hak sahibi kişi kendi davranışları ile hukuka aykırı bir eylemde bulunmadıysa, çok önemli olan toplantı hakkının başkalarının eylemleri nedeniyle kısıtlanamayacağını belirtmektedir

Toplantı ve gösteri yürüyüşüne müdahale somut gerekçe gerektirir

Barışçıl toplantıyı dağıtmak için göstericiler taş attı vs. gibi genel ifadelerin kullanılması yeterli değildir. Bir yerde bir tarihte taş atılması nedeniyle her toplanmaya şiddetle cevap verilebileceği anlamına gelmez. Her bir şiddet kullanımının, genel ve muğlak sözlerden bağımsız olarak, neden gerekli olduğunun delilleri ile gerekçelendirilmesi gerekir. "Elimizde şiddet görüntüleri var, provokatörler var, yine benzer oyunlar oynanacak" şeklinde gerekçelere dayanarak toplantı hakkının kısıtlanması mümkün değildir.

Genel Nitelikli Toplantı Yasağı Koyulamaz

Gösterileri yasaklayan genel kararlar alınması kural olarak mümkün değildir. Böyle bir kısıtlama, ancak ve ancak daha hafif önlemlerle giderilemeyecek derecede ağır risklerin var olması halinde kabul edilebilir.

Şiddete teşvik ve demokratik ilkelerin reddi durumları hariç, yetkililer açısından şoke edici ve kabul edilemez görüş ve kelimeler kullanılması, meşru kabul edilemeyecek taleplerin ileri sürülmesi nedeniyle toplantı özgürlüğünü  kısıtlayan genel önlemler alınması demokrasiyi tehlikeye düşürecektir.

2911 sayılı Yasa ve barışçıl toplantı üzerinde etkisine ilişkin bir kaç hususu açıklamak gerekir. 2911 sayılı Yasa, Anayasadaki izinsiz toplantı hakkını ortadan kaldıramaz. Nitekim, Yasa izin değil bildirim koşulu getirmektedir (Bkz. md. 10). İkincisi, bu Yasa, 12 Eylül müdahalesinin hemen ardından çıkarılmış bir darbe yasasıdır ve demokratik değerleri koruduğunu söylemek zordur. Üçüncü olarak, 2911 sayılı Yasaya dayalı toplantı ve gösteri yürüyüşü engellemeleri defalarca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı bulunmuştur. Bu nedenle, bu yasanın Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca insan hakları sözleşmelerine ve AİHM içtihadına uyumlu bir şekilde yorumlanması zorunludur. “ 

şeklinde beyanlarda bulunurken  Av. Yıldız İmrek te Gezi Parkı olayları sırasında yaşanan hukuka aykırı müdahaleleri gözaltı ve yakalamaları,  çıplak  arama ve ev aramalarını değerlendirdi.  

Web Tasarım | Eskişehir Web Tasarım